MUDURNU’DA AHİLİK GELENEĞİ
Ahiliğin Sözlük Anlamı:
Dil bilimciler arasında "Ahi" sözcüğünün kökeni konusunda görüş birliği yoktur. Ahi kelimesinin kaynağının Türkçe olduğu görüşünde olanlar "Akı" kelimesinin Anadolu'daki söyleniş tarzından kaynaklandığını kabul ederler. Öz Türkçe akı kelimesinin eli açık, cömert, yiğit anlamlarına geldiğini bildiren Fransız Türkolog Denny ve Fuat Köprülü, akı kelimesinin zamanla değişerek "ahi" şekline geldiğini ileri sürerler.
Divanü Lûgati't Türk'te Ahi kelimesinin yiğit, eli açık, cömert anlamına gelen akı kelimesinden türediği kaydedilmiştir. Ahi kelimesinin Türkçe olduğunu ileri süren dil bilimciler, kelimedeki "k" harfi genelde "h" şekline dönüşerek çakı-çahı, yakı-yahı, okumak-ohumah, şeklinde telâfuz edildiği gibi, akı da ahıya dönüşmüştür. Anadolu'da hâlen birçok yerleşim birimine verilmiş olan "ahi" adı halk arasında "ahı" olarak telâfuz edilmektedir.. Bizim kanaatimiz de ahiliğin "akılıktan" geldiği yolundadır. Fakat ahi kelimesini tetkik eden bir kısım bilim adamı ise ahiliğin "kardeşim" anlamına gelen Arapça kökenli bir kelime olduğunu belirtirler. Kardeş kökünden türeyen kardeşlik, dostluk, yardımlaşma, birlik, beraberlik anlamıyla ahiliğe yaklaşılmakta, fakat Ahilik adına bir kuruma Arabistan'da rastlanmadığından, Ahilik, akılıktan gelen ve Anadolu'da kurulan bir Türk Kurumu olarak kabul edilir.
Terim Anlamında Ahilik:
XIII.Yüzyılda Anadolu'da, Balkanlar'da, Kırım'da Türkler tarafından kurulan esnaf, sanatkâr ve üretici (sanayi) birlikleri ile bu birliklerin uyguladıkları ahlâkî, siyasî, iktisadî, felsefî duygu ve prensipler anlamına gelir.
Teşkilat Anlamında Ahilik:
Anadolu'da birliği, refahı, toplum düzenini sağlayan ve halkın maddî, manevî tüm ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda teşkilâtlanan sivil toplum kuruluşudur. Ahiliğin teşkilât yönünü yoğun bir şekilde karşılaştıkları Ahi birliklerinin benzerlerini diğer İslâm ülkelerinde de rastladıklarını söylemektedirler. Fakat bu kurumlarla Ahi birlikleri arasında önemli farklılıklar tespit edilmiştir.
Esnaflar arası yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlamakla birlikte; köklü kültür değişimlerinin olduğu bir dönemde, birbirlerine karşı çatışmacı tavır alan grupları uzlaştırmak, koruyucu değerler meydana getirmek, toplum düzenin ve iş ahlakının sağlanmasına yardımcı olmak amacıyla kurulan Ahi Birliklerinin izleri ilçemizde hâlâ görülmektedir.Türkiye’de ilçe düzeyinde Ahilik kutlaması yapan, Ahiliğin sahip olduğu gelenekleri yaşatma ve gelecek nesillere aktarma çabası veren tek ilçe Mudurnu’dur. Ahiliğin dayandığı dört esas vardır. Bunlar; AKIL, AHLAK, BİLİM ve ÇALIŞMAK’tır.
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine dahil olmuş Tarihi Ahi Kenti Mudurnu:
Tarihi İpek Yolu ve diğer önemli yolların kavşağında bir ticaret merkezi ve askeri menzil olarak gelişen Mudurnu, Erken Osmanlı Dönemi’nin önemli bir ahilik-esnaf kenti ve kültür merkezi olarak yükselmiş ve 20. Yüzyılın yurtsever bir cumhuriyet şehri olmuştur. Mudurnu Çayı vadisinde kayalık-ormanlık tepeler arasında uzanan sık dokulu yerleşim, doğal topografya ve kentsel sit dokusu arasında uyumlu bir birliktelik, eşine az rastlanır, dramatik bir morfoloji ve korunmuş bir tarihi kentsel peyzaj sunmaktadır. Osmanlı ticaret ve birikiminin yarattığı zengin anıtsal ve sivil mimarisi, gerek Osmanlı Devletinin gerekse Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecine katkısı, bu peyzaj bütününün öne çıkan değerleridir. Buradaki yapılı mirası oluşturan bazı öğeler, geleneksel zanaat kollarının yer aldığı tarihi Arasta, Anadolu’nun Batı Karadeniz kuşağı geleneksel ahşap konut dokusunun seçkin örneklerini içeren kentsel sit dokusu, Osmanlı’nın tek kubbeli cami mimarisinin gelişiminde önemli bir basamağı temsil eden Yıldırım Bayezıd Camii ve Osmanlı dönemine ait hamam, türbe ve hazireler gibi diğer anıtsal eserler olarak sıralanabilir.
Esnaf Duası:
Mudurnu’da geleneksel hale gelmiş ve yüzyıllardır süre gelen bir gelenektir, Cuma günleri salâ verildikten hemen sonra yapılır. Esnaf duasına esnaflar dükkanlarının önüne ayakta hocanın duasına amin demekle birlikte katılmış olurlar. Yapılan bu bereket duası Orta çarşı ve Demirciler çarşısı olmak üzere iki ayrı yerde aynı anda yapılır. Orta çarşıda yapılan duaya esnaflar ayakta amin derken, demirciler çarşısı esnafları ise duaya oturdukları yerden amin derler. Bunun sebebi ise orta çarşı esnafının hafta boyunca dükkanlarında oturduğu yerden, demirciler çarşısı esnafı ise hafta boyunca ayakta demir dövdükleri için ahilik geleneğinden gelen bir saygı gösterisi olarak kabul edilir. Dua sonrası gönlünden kopan, ölülerinin ruhuna dua okunmasını isteyen varsa “hayır” adı altında sembol olarak ekmek, lokum gibi elde yenebilecek yiyecekler dağıtılır ve yiyenler/alanlar onlar içinde dua ederler.
Bu duanın Mudurnu için başka bir önemi daha vardır. Mudurnu’da her kim yeni bir işyeri açmak isterse açılışını mutlaka Esnaf duasından sonra yapar. Açılışı yapılacak olan dükkan dua sonrası anons edilir kalabalık cemaat açılış yapılacak dükkanın önüne giderek orada dükkanın bereketli olması hayırlı kazançlar sağlaması için hep birlikte dua edilir.
Mudurnu’da Şed Kuşatma:Ahi Birliklerinin günümüze kadar uzanabilmeyi başarmış geleneklerinden biri de Şed Kuşatma geleneğidir. Bir usta yanında uzun süre çalıştıktan sonra , mesleğinin ustalığını, tüm inceliklerini ve iş ahlâkını kazanmış olan gence; törenle şed kuşatılır. Dualar ve öğütlerle kuşatılan şed, peştemale benzer bir kumaş parçasıdır. Ancak, bir ehliyet, diploma gibidir. Bunu kuşanan genç, işinde usta olmuş demektir.
2009- Yılın Ahisi Mudurnu’dan:
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde düzenlenen Yılın Ahi Babası yarışmasında; Mudurnu esnafından Mehmet ŞENKAYA, Yılın Ahisi seçilmiş ve Kırşehir’de yapılan törende, dönemin Başbakanı Sayın R.T.Erdoğan’dan plaketini almıştır. 22 Şubat 2015'te ebediyete uğurladığımız Mehmet Şenkaya; Mudurnu’da hâlâ yaşayan Ahilik Kültürünün, yaşatılmaya çalışılan el sanatlarının bir simgesiydi. O simgede; el sanatına emek veren , Ahilik geleneğini yüreğinde taşıyan onlarca emekçi, onlarca zanaatkâr var.